KLİNEFELTER SENDROMU
Klinefelter Sendromu Nedir?
Birincil hipogonadizm (hipergonadotropik hipogonadizm) ve sıklıkla azoospermiye yol açan genetik bir sorundur. Klinefelter sendromu uzun boy, göğüslerde büyüme (jinekomasti), küçük ve sert testislerin varlığı ve yüksek FSH düzeyi ile klinik olarak ilk defa 1942 yılında tanımlanmıştır.
Klinefelter Sendromu Ne sıklıkta İzlenir?
1 / 500-1.000 canlı doğumda izlenir. Ancak, günümüzde sıklığı giderek artmaktadır. Bu durum artan baba olma yaşı ile ilişkili olarak değerlendirilmektedir.
Klinelter Sendromunda Genetik Yapı Nasıldır?
Normal bir erkekte 46, XY genetik yapısı varken bu kişilerde bir fazla X kromozomu vardır ve genetik yapı 47,XXY’dir. Fazla X kromozomu olguların %50-60’ında baba, %40-50’sinde ise anne kaynaklıdır. Genetik olarak olguların %80’i 47XXY şeklinde klasik yapı saptanırken, geri kalan %20’sinde mozaik genetik yapı izlenmektedir. Mozaik yapıdan anlatılmak istenilen genetik olarak 47,XXY ile birlikte 46,XY yapısının da birlikte olması durumudur.
Şekil: a) Klasik Klinefelter Sendromu genetik değerlendirmesi, bir fazla X kromozom varlığı, 47,XXY;
b) Normal erkek genetik yapı, 46, XY
Klinefelter Sendromlu Hastalarda İnfertilite (Kısırlık) Durumu Nedir?
Klinefelter sendromlu vakalar tüm infertil olguların yaklaşık %3-4’ünü, tüm azoospermi saptanan olgularının ise %11’ini oluşturmaktadır. Bununla birlikte, klinik olarak değerlendirildiğinde tüm Klinefelter sendromlu olgularının sadece %25’ine tanı konulup takip edilmekte ve bunların da hemen hemen tamamını infertilite nedeni ile başvuran hastalar oluşturmaktadır.
Klinefelter Sendromu Ne Zaman Tanı Konulur?
Yeni doğan döneminde de kaydedilen bulgular normalden farklı değildir. Ortalama boy 50,5±1,9 cm, ortalama kilo 3,4±0,4 kg olarak bildirilmiştir. Bununla birlikte Klinefelter sendromlu bebeklerde inmemiş testis (kriptorşidizm) ve küçük penis (mikro penis) gibi doğumsal bozukluklar sık izlenir. Hastalığın en önemli bulgusu olan atrofik testis (küçük gelişmemiş testis) varlığı yeni doğan döneminde son derece nadirdir ve genelde ergenlik sonrası ortaya çıkar.
Klinefelter Olgularında Çocukluk ve Ergenlik Dönemi Nasıldır?
Erken ve geç çocukluk dönemi normalden farklı değildir. Ergenliğin başlaması da genelde normal yaşlarda (12-13 yaş) olmaktadır. Ancak, ergenlik sürecinin ilerleyişi normal bireylere göre daha yavaş gelişmektedir. Penis büyümesi, genital organlar çevresindeki kıllanma ve cinsel fonksiyonlar normal olarak gözlenir. Ancak, sakalların çıkması ve kas gelişimi daha sonra ortaya çıkmakta ve hatta pek çok olguda sakalların çıkması erişkin yaşlarda dahi izlenmemektedir. Testis boyutları ergenliğin başlangıcında bir miktar artar; ancak daha sonra testis boyut artışı durur.
Klinefelter Sendromlu Olgularda Belirtiler Nelerdir?
Bu hastalar infertilite (kısırlık) nedeni ile doktora başvurmaktadır. Ancak, bu hastaların genel görüntüleri hastalığın değerlendirmesinde son derece önemli bulgu vermektedir. Özellikle klasik Klinefelter sendromu (47,XXY) olan olgular uzun boylu, yüz kılları seyrek, düz alın saç hattı olan alın saç girintisi izlenmeyen, vücut kılları olmayan kişilerdir. İki taraflı göğüs büyümesi (jinekomasti) vardır. Bel kalça çevresi geniştir. Cinsel organlarda penis normal olmakla birlikte, testisler küçük olarak izlenir.
Mozaik Klinefelter sendromlu olgularda ise bu belirtiler değişiklik göstermekte ve daha normal görünüm izlenmektedir.
Kinefelter Sendromuna Nasıl Tanı Konulur?
Klinik değerlendirme sonrası şüphe edilen kişilerde genetik değerlendirme ile tanı konulur. Azoospermisi olan her erkekte ve sperm sayısı 10 milyon/ml altında her erkekte periferik kromozom incelemesi yapılması gereklidir. Bu değerlendirme sonrası klasik (47,XXY) veya mozaik Klinefeler sendromu (47,XXY ve 46,XY değişik oranlarda birlikte) varlığı saptanır.
Klinefelter Sendromlu Olgularda Serum Hormon Düzeyleri Nasıldır?
Ergenlik dönemi başlangıcında sperm yapımı ve testis işleyişi ile ilgili hormonlar olan FSH, LH ve Testosteron düzeyleri yaşa uygun beklenilen düzeylerdedir. Ancak, ergenlik dönemi sonuna doğru testis yapısının hastalıktan dolayı etkilenmesi nedeni ile FSH ve LH düzeyleri artarken, testosteron düzeyinde azalma izlenir.
Klinefelter Sendromlu Olgularda Sperm Üretimi Var mıdır?
Klinefelter sendromu olgularında genel olarak azoospermi izlenmektedir. Ancak, özellikle mozaik Klinefelter sendromlu olgularda ejakülatta (menide) sperm izlenebilir. Ancak, bu spermler normal gebelik için yeterli değildir ve yardımcı üreme tekniği uygulanması gerekir.
Azoospermisi Olan Klinefelter Sendromu Olan Olgular Çocuk Sahibi Olabilir mi?
Klinefelter sendromlu olgularda testisten sperm elde etme yöntemi (Mikro TESE) ile sperm elde edilebildiği takdirde yardımcı üreme teknikleri ile çocuk sahibi olabilirler. Bu olgularda testisten sperm elde etme olasılığı yaklaşık %50’dir.
Klinefelter Sendromunda İlaç Tedavisi Uygulanır mı?
Genetik bir sorun olduğu için hastalığın ilaçla tedavisi yoktur. Ancak, hastalarda testosteron düzeyi düşük olduğu için bu hormonun vücut üzerindeki etkilerini devam ettirmek amaçlı testosteron düzeyini normal seviyelerde tutmak gereklidir.
Mikro TESE Öncesi İlaç Tedavisi Uygulanır mı?
Hastalarda testosteron düzeyi düşük ise normal seviyeye getirildikten sonra mikro TESE uygulanması başarı şansını artırmaktadır. Sperm üretimi testiste üretilen testosterona bağlı olduğu için öncelikle vücut kaynaklı testosteron üretimi sağlanabilmelidir. Bu amaçla, testisi uyarmak için hCG preparatları haftada bir ve iki doz olarak uygulanabilir.
Klinefelter Sendromlu Hastalarda Mikro TESE Zararlı mıdır?
Testise yönelik cerrahi işlem testis doku kaybı, kanlanmanın bozulması gibi durumlar sonucunda sperm ve hormon üretiminde azalmaya neden olabilir. Ancak, bu durum hastaların ameliyat öncesi durumları ile paraleldir. Klinfelter sendromlu ogularda azoospermi olduğu ve testosteron düzeyi ameliyat öncesinde düşük olduğu için ameliyat sonrası durum değişkenlik göstermez. Bu hastalar hayatlarının ileri dönemlerinde testosteron hormonu kullanımı için takipte olmalıdırlar.
Klinefelter Sendromlu Kişilerde Ek Sağlık Sorunları İzlenir mi?
Bu kişilerde çeşitli endokrin ve otoimmün hastalıkların sıklığında artış bildirilmiştir. Hipotroidi, romatoid artrit gibi hastalıklar bunlardan bazılarıdır. Ayrıca, osteoporoz gelişimi ve diyabetes mellitus (şeker hastalığı) da sıklıkla eşlik etmektedir.
Klinfelter Sendromlu Erkeklerin Çocuklarında Benzer Sorunlar İzlenir mi?
Yapılan çalışmalarda Klinefelter sendromlu erkeklerin kendi çocuklarında bu sorunun ortaya çıkması normal toplumdan farklı değildir. Ancak, başka genetik anomaliler eşlik edebilir. Bu nedenle, Klinefelter sendromlu olgulara yardımcı üreme tedavisi öncesi genetik danışmanlık ve tedavi sonrası embriyo gelişimine göre preimplantasyon genetik tanı (PGT) önerilmektedir.
Klinefelter Sendromlu Olgularda Yardımcı Üreme Tekniklerinde Sonuçlar Nasıldır?
Hastalarda yardımcı üreme teknikleri ile döllenme olasılığı %50-60, gebelik olasılığı ise %20-25 olarak bildirilmektedir.
Klinefelter Sendromlu Azoospermik Olgularda Sperm Elde Etmede Belirleyici Faktörler Var mıdır?
Erken tanı en önemli belirleyici faktördür. Erken dönemde hipogonadizm saptanır ve tedavi başlanması önemlidir. Ergenlik döneminde testosteronun normal seviyelerde tutulması gereklidir. Bunu yaparken hastanın fertilite (kısırlık) sorununu da dikkate almak gerekir ve buna göre tedavi planlamak gerekir.
Bu hastalarda erken dönemde gerek sperm eldesi önerilen bir diğer yaklaşımdır. Gerek ejakülatta sperm saptanması durumunda gerekse mikro TESE ile erken dönemde sperm eldesi ve sperm dondurulması önerilmektedir. Çünkü, yaşla birlikte testiküler hasar ilerlemekte ve sperm elde etme olasılığı azalmaktadır.